RAMAZANIN GÖLGESİ ÜSTÜMÜZE DÜŞMÜŞKEN!

Yayınlandı: 06 Mart 2024 / Genel


Ramazan, her sene bize karanlıklardan aydınlığa çıkmanın fırsatını sunar, yollarını gösterir.
Bazen aynanın karşısına geçip ya da bir arkadaşımızla karşılaştığımızda “Nasıl görünüyorum?” diye sorarız. Asıl soruyu şöyle sormak daha doğru olur;
“Nasıl görüyor?”
“Görülmeyeni de gören nasıl görüyor?”
“Kalbimi nasıl görüyor ALLAHu Teala?”
ALLAH AzzeveCelle bakıştaki niyeti, gözlerin nasıl baktığını bilen değil midir?
Kalbimizi tamir etme fırsatı veriyor Ramazan bize.
İhmal ettiklerimizi imar etme fırsatı veriyor!
Tahrip ettiklerimizi, yıktıklarımızı, kırdığımız gönülleri tamir etme fırsatı…
Kulluk vazifelerimizi ihmal ettiğimiz zamanları telafi etme fırsatı…
“Sabahın iki rekâtı dünya ve dünyanın içindeki her şeyden daha hayırlıdır.” buyurur Peygamber Efendimiz (as). (Müslim, Müsafirin, 96)
Zaman planlamamız nasıl Ramazan ayında?
Teheccüd namazlarımız nasıl?
Sahurlarla beraber seherlerden istifade edecek miyiz?
Yoksa “akşamdan yatıvereyim sabahleyin 9’da 10’da kalkar işe giderim” şeklinde bir düşünceyle “iki rekâtı dünya ve içindekilerden daha hayırlı olan” sabah namazını ihmal etmeye devam mı edeceğiz?
Ya da sofrasında bir tas sıcak çorbası olmayanı bulabilecek miyiz?
Bu müstesna fırsatın, müstesna bir affa, müstesna bir merhamete, müstesna bir mağfirete nail olmaya dönüşmesi için iyi değerlendirilmesi gerekiyor…
Dünyamızın Gazze’yle sınavı devam ediyor.
Herkese dokunmayınca acı, açlık ve yoksulluk ; tedavisi konusunda maalesef herkes üstüne düşeni yapmayabiliyor.
Yine bir günde açlıktan ölenler on binlerle ifade ediliyor…
Yine pazar yerlerinde patlamaya devam ediyor bombalar…
Yine ümmetin çocuklarının cesetleri vuruyor deniz kıyılarına…
Yine mülteci bir yanımız…
Yine yollara dökülenler, yollarda dökülenler bizim insanımız belki de insanlığımız…
Ülkemizde bir yılda 1.7 milyar ekmeği çöpe atıyormuşuz.
Yıllık gıda israfımız 18 milyon tondan fazlaymış.
Şu dünyadaki egemenlerin hayatına bakıp da özenenlerimiz oluyor. “Ya ne güzel yaşıyorlar ne imkânları var. Ne lüksleri var. Şu hayatlarına bak kardeşim. Bizim de yaşadığımız hayat mı be kardeşim!” diyenlerimiz oluyor.
Hemen Ramazanda inen Kur’an ayetleri bizi uyarıyor:
“De ki: “Size, iş ve davranışları bakımından en çok ziyana uğrayanları bildirelim mi?” Onlar, iyi yaptıklarını sandıkları halde, dünya hayatında çabaları boşa giden kimselerdir.” (Kehf; 103-104) İnkarcıların dünyadaki lüks,şatafat, imkân ve nimetlerinin hiçbir faydasını göremeyecekleri bir gün olduğunu hatırlatıyor. Özenmeyin onlara!
“İnkâr edenlerin (gönüllerince) diyar diyar dolaşmaları sakın seni yanıltmasın; Kısa süren bir faydalanma… Sonra sığınakları cehennem. Ne kötü bir mesken!” (Âl-i İmran; 196-197) 
Şimdi arınma, paylaşma ve dayanışma mevsimindeyiz…
Vahiyle yani Kur’an-ı Kerim’le sağlıklı bir iletişim kurma zamanındayız.
Okuyacağız, anlamaya çalışacağız. Bir bir onları hayatımıza aktarmanın yollarını arayıp bulmaya da çaba göstereceğiz.

Salih kullar yaşanabilir bir dünya hazırlamalılar…
Salih kulların hazırlamış olduğu dünyada inanan insanlar da inanmayan insanlar da güven içerisinde yaşayabilmeliler. Ahirette herkes yaptığının, yaşadığının karşılığını görecek.

Açlıktan insanlar ölmeyecek…
Salih kullar dünyanın bütün açlarını doyuracak kadar gıdayı israf etmeyecek, ettirmeyecek…
Hala iftar sofralarında, arkadaşımızla beraber gittiğimiz bir lokantada ödediğimiz fatura asgari ücretli dört kişiyi geçindirmeye çalışan bir ailenin gelirinin üçte ikisi kadarsa ve sofraya gelen yemeklerin yediğimizden daha fazlası çöpe gidiyorsa bunun hesabının nasıl olacağını düşünecek insan…
Düşüneceğiz…
İftar sofraları israf sofraları olmayacak!
Rahmet mevsiminden azami istifade edebilmek için Rabbimize yöneleceğiz.
Paylaşacağız…
Dua ve istiğfarla bağışlanma dileyeceğiz.


Yorum bırakın